T C. Anayasa Mahkemesi
Devlet Su İşleri Genel harçlardan, bu Kanunda belirtilen görevleri kapsamında düzenlenen kağıtlar sebebiyle damga vergisinden ve tapu ve kadastro işlemlerinden kaynaklanan döner sermaye hizmet bedellerinden muaftır. 1- Gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinden damga vergisi alınması söz konusu olmayacaktır. Anayasa Mahkemesince incelenecek ikinci mesele ise teorik düzeyde etkili olduğu tespit edilen bu yolun başvurucunun davasında fiilen işleyip işlemediği, diğer bir ifadeyle pratikte başarı şansı sunup sunmadığıdır. Mahkemece başvurucunun talebinin söz konusu müdahale sebebiyle taşınmazdan faydalanamaması nedeniyle zararının olduğu kabul edilmiştir. Öte yandan bilirkişilerce taşınmazın değerinin ve ecrimisil bedelinin hesaplandığı oysa ecrimisil tazminatının ancak haksız ve kötü niyetli zilyede karşı ileri sürülebileceği vurgulanmıştır. Buna göre davalı şirketin haksız ve kötü niyetli olmadığı zira başvuru konusu müdahalesinin 406 sayılı Kanun’a dayandığı ifade edilmiştir. Maddeleri uyarınca davalı şirketin, mülkiyet hakkını kısıtlamamak, istifadeyi engellememek ve zarar vermemek kaydıyla telefon ve telgraf nakillerine ilişkin kablo döşeyebilme yetkisi bulunduğu belirtilerek ecrimisil yönünden de ret kararı verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Dava konusu üçüncü cümlede ise taşınmaz sahiplerine bu işlemler nedeniyle kamulaştırma, tazminat ve benzeri nam altında herhangi bir ücret ödenmeyeceği ifade edilmiştir.
O halde burada, evrensel boyutlarda ve kutsal nitelik taşıyan bir “temel hak” ile, vazgeçilmezliği kuşku götürmeyen, ağırlıklı önemi, gerekliliği ve çağdaş özelliği yadsınamayacak “toplum yararı”nın bağdaştırılması sözkonusudur. Davanın esası başvurucunun taşınmazdan faydalanamamasından kaynaklanan zararın belirlenmesi olmasına rağmen bilirkişilerce taşınmazın değerinin ve ecrimisil bedelinin hesaplandığı belirtilerek bilirkişilerin ecrimisil hesaplamasına ilişkin tespit ve değerlendirilmelerine itibar edilmediği açıklanmıştır. Başvuru formunda söz konusu kabloların 2015 yılı Haziran ayında söküldüğü belirtilmiştir. Bu durumda noterlik dairesini kiralamış olan noterlerin kira bedellerini muhakkak surette banka veya PTT vasıtası ile ödemeleri zorunlu bulunmaktadır. Resmi Gazete’nin 26 Mart 1999 tarihli sayılı nüshasında yayımlanan “Yapı, Tesis ve Onarım İşleri İhalelerine Katılma Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılması Hakkında Yönetmelik” in 1 nci maddesi ile anılan Yönetmeliğin 9 ncu maddesi değiştirilmiş, 2 nci maddesi ile de ekleri olan Muvafakatname ve taahhütnamelerde değişiklik yapılmıştır. A)Organize Sanayi Bölgesinin (ve dolayısıyla organlarının) taraf olduğu işlemler sebebiyle bu kurumun imzasına isabet eden harç yönünden muafiyet uygulanması icabeder. Organize Sanayi Bölgelerine tanınan vergi ve harç muafiyetinin tatbikinde aşağıdaki hususlara dikkat edilmesi gerekmektedir. İlk defa bilanço usulüne göre defter tutacak olanların defter tasdikinde sicil tasdiknamesi aranılmaz. Ancak bu mükelleflerden müteakip yıllardaki defter tasdik talepleri sırasında sicil tasdiknamesi istenileceği tabiidir.
Bu defterler yönünden tasdik bildirim yapılmayacaktır. Maddesinde düzenlenen mülkiyet hakkı, taşınmazın altını ve üstünü de kapsamaktadır. Bu itibarla, taşınmaz maliki, mülkiyet hakkından kaynaklanan yetkilerini taşınmazın üzerinde ve altında da kullanabilir\. Tek bir tıkla dünyanın dört bir yanındaki oyuncularla yarış. bahsegel http://concordistanbul.com/\. Nitekim 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 718. Maddesinde, arazi üzerindeki mülkiyetin, üstündeki hava ve altındaki arz katmanlarını da kapsadığı açıkça ifade edilmiştir. Bu itibarla, taşınmazın üstünde teleferik ve benzeri ulaşım hatları ile her türlü köprü, taşınmazların altında ise metro ve benzeri raylı taşıma sistemlerinin yapılması, mülkiyet hakkına müdahale niteliği taşımaktadır. Maddesinde, kamulaştırma yoluyla irtifak hakkı kurulması düzenlenmiştir. Maddenin birinci fıkrasında, taşınmaz malın mülkiyetinin kamulaştırılması yerine, amaç için yeterli olduğu takdirde taşınmaz malın belirli kesimi, yüksekliği, derinliği veya kaynak üzerinde kamulaştırma yoluyla irtifak hakkı kurulabileceği hükme bağlanmıştır. Maddesiyle mülkiyet hakkı kimi koşullarla sınırlanmış ve kayıtlanmıştır. Ancak, telgraf ve telefon gibi toplumu ilgilendiren bir haberleşme tesisinin en kolay ve hızlı biçimde gerçekleştirilmesi amaçlandığına göre; mülkiyet hakkına konulan bu kayıtlama, kamu yararına dayanmakta, haberleşme hürriyetini düzenleyen Anayasa’nın 22. Maddesi gerekleriyle kişi yararına da olmakta ve maddedeki koşullar karşısında Anayasa’nın temel hak ve hürriyetlerin sınırlanması ile ilgili 13. ”(1) Geçiş hakkı sağlayıcısının talep edebileceği geçiş hakkı bedeli, taraflar arasında, bu Yönetmelikte yer alan ilkeler çerçevesinde ve bu hakkın suistimaline yol açmayacak şekilde serbestçe belirlenir.
Açıklanan nedenlerle, 406 sayılı Telgraf ve Telefon Kanunu’nun 14. Maddelerine aykırı olduğu ve iptal edilmesinin gerektiği kanısıyla, çoğunluk yönündeki karara karşıyız.” Kanımızca, Anayasa’nın “Mülkiyet hakkı”nı düzenleyen ve üç fıkradan oluşan 35. Maddesindeki buyurucu kurallar, bu hak kullanabilme özgürlüğü ile, toplumun yoğunlaşan ve güncelleşen ortak beklentilerinden kaynaklanan “kamu-toplum yararı”nı mantıksal bir temelde bağdaştırıp dengelemiştir. Maddelerin günümüz Türkçesindeki anlamı, gerçek kişilerin ya da özel hukuk tüzelkişilerinin tasarrufu altındaki arazinin içinde bina ve müesseselerin dışında telgraf ve telefon tesisatı yapmaya… Buradaki “Hükûmet” sözcüğü PTT yönetimini ifade etmektedir. Taşınmaz sahibinin kimi haklardan yoksun bırakıldığı bir yükümlülük (olumsuz edim) değil, başkalarının kimi eylemlerine katlanma zorunda bırakılması (olumlu edim) bu niteliğiyle mülkiyet hakkının sınırlanmasını aşan, kısıtlanmasına ilişkin özel bir durumdur. Mahkemece, PTT’nin, kişilerin taşınmazlarından yararlanabilmesi için Anayasa’nın 46. Maddesi uyarınca irtifak hakkı kurulmasının gerekliliği üzerinde durulmuş ve bu husus gözetilmeksizin yapılan düzenlemenin Anayasa’nın 46.
Demek oluyor ki, bir taşınmaz üzerinde 406 sayılı Kanun’un 14. Maddesi hükmünce telgraf ve telefon tesisatı kurulması, malikin taşınmazı kullanma ve ondan yararlanma haklarını engellememesi halinde mümkündür. Takdirî delil niteliğindeki bilirkişi raporundaki nitelemenin Mahkemeyi bağlamayacağı, Mahkemenin resen hukuki nitelemede bulunma yetkisine sahip olduğu vurgulanmalıdır. Buna göre somut olayda da Mahkemece, bilirkişi raporlarındaki ecrimisil nitelemesinin doğru olmadığı, davanın fiber optik kablolardan kaynaklı olarak taşınmazdan faydalanılamaması nedeniyle oluşan zararların ödenmesi istemine ilişkin olduğu değerlendirilmiştir. Bu tespite rağmen Mahkemece söz konusu zararlar hesaplattırılmadan, bilirkişilerin ecrimisil nitelemesiyle bağlı kalınarak davalı şirketin ecrimisil davasının kabul şartları olduğu belirtilen haksız ve kötü niyetli zilyet olgularının gerçekleşmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Yapılan yatırım nedeniyle taşınmaz maliklerinden değer artış bedeli alınmaması öngörülmek suretiyle malikin çıkarları ile kamu çıkarları arasında bir dengeleme yapılmaya çalışılmış ise de sözü edilen yatırımlar sebebiyle taşınmazda meydana gelebilecek değer artışlarının her zaman için malikin tüm ekonomik kayıplarını telafi edemeyebileceği açıktır. Teleferik ve benzeri ulaşım hatları, her türlü köprü, metro ve benzeri raylı taşıma sistemleri gibi ilgili bölgede yaşayan kişiler bakımından büyük yararlar sağlayan yatırımların külfetinin bir kısım taşınmaz maliklerine yüklenmesi adalet ve hakkaniyet ölçüleriyle bağdaşmaz.
- Bir başka anlatımla temel hakkın özüne dokunmaktadır.
- Maddesiyle mülkiyet hakkı kimi koşullarla sınırlanmış ve kayıtlanmıştır.
Bu nedenle, hak sahiplerinin taraf olmadığı işlemlerin Kanun kapsamında değerlendirilmesi mümkün bulunmamakta olup, yıkım ve inşaat işini yürütmekte olan müteahhidin sözleşme ile yükümlendiği işi ve mukaveleyi bir başka müteahhide devretmesi halinde bu devre ilişkin işleme 6306 sayılı Kanun kapsamında damga vergisi ve harç istisnası uygulanması mümkün bulunmamaktadır. 1- Sözkonusu ön izin sözleşmesinin ön izin süresi 1 yıl olduğundan, süre uzatımına dair düzenleme dikkate alınmaksızın sadece bir yıllık ön izin bedeli üzerinden nispi damga vergisi ve harç alınması gerekmektedir. 3- 42 nci madde kapsamında yer almamakla birlikte, belli bir değer içeren kağıtların ihtiva ettiği değer üzerinden, nispi harca tabi tutulması gerekmektedir. 3- Türkiye’de yerleşik bir anonim, eshamlı komandit ve limited şirket pay devri işleminin gerçekleştirilmesi esnasında, taraflardan birisinin (devralan ya da devreden) yabancı olması durumunda düzenlenen kağıt ve yapılan işlemlere damga vergisi ve harç istisnası uygulanması gerekmektedir. B)Organize Sanayi Bölgesinin taraf olduğu işlemler nedeniyle düzenlenen kağıtlara ait damga vergisinin tamamının, 488 sayılı Kanunun 24 üncü maddesi hükmü gereğince işlemin diğer tarafını teşkil eden ve damga vergisinden muafiyeti bulunmayan kişi veya kuruluştan tahsil edilmesi gerekir. Yapı Denetimi Hizmet Sözleşmesinin tek taraflı veya karşılıklı mutabakat ile feshi sonrasında, feshi yapan noterin işlem tarafları dışındaki ilgili makamlara yapacağı tebliği muhataba yapılan tebliğ meyanında kabul etmek mümkün olmadığından bu tebliğ işleminden harç alınması söz konusu olmayacaktır.” A) Kredi sözleşmeleri, kredilerin teminatına ve kredilerin geri ödenmelerine dair kağıtların yanı sıra kredinin, kredi kuruluşunca devri veya temlikine ilişkin kağıtlar damga vergisine tabi tutulmayacaktır.